Önsüt ve Sonsüt ile ilgili Kaygılar

Yazar:  Nancy Mohrbacher, IBCLC, FILCA
Çeviren: Arzu Yucekaya Bat
Düzeltmeler: Sevcan Bilgin, Çiğdem Kayacık
Yazarın izniyle çevrilmiştir.



Eksik bilgi bazen tehlikeli birşey olabilir. Bu gerçek önsüt, sonsüt ve bunların emzirme üzerinde olan etkileri hakkında süregelen tartışmalarda olduğu kadar doğru olmamıştı. Bu kavramlar hakkındaki yanlış anlaşılmalar kaygıya, üzüntüye ve hatta emzirme sorunlarına ve erken memeden kesmeye yol açıyor.


The Breastfeeding Answer Book (Emzirme Çözümleri) isimli kitabında  (2013 basımı)  bu terimleri şöyle açıklıyor:


“Emmeye başladığında bebeğin aldığı ilk süt önsüt olarak adlandırılır. Önsüt miktar olarak fazladır fakat yağ oranı düşüktür. Emzirme ilerledikçe, sütün miktarı azalırken içindeki yağ oranı giderek artmaya başlar. Emzirmenin sonuna doğru gelen miktar olarak az  fakat yağ açısından zengin süt ise son süt olarak adlandırılır.” (Mohrbacher and Stock, p. 34).


Kitap bebeğin ilk teklif edilen memeyi bitirmesine izin vererek (diğer memeye  belli bir süre sonra değil de bebek memeden kendini çekince geçilmesi) annenin bebeğin uygun oranda yağ ve sıvı aldığından emin olabileceğini açıklayarak devam eder. Bu kitap basıldığından bu yana, araştırmalar bizim ön  süt ve son süt konusunda ufkumuzu açtı ve annelerin bu konudaki pek çok ortak sorularını cevapladı.


Ne gibi kaygılar? Ön süt ve son süt ile ilgili kafa karışıklığı türlü belirsizliklere yol açtı. Birbirinden tamamen farklı iki farklı sütümüz mü var? Bebek ön  süt son süte dönmeden önce belirlenen bir dakika süresince mi emzirilmelidir? Eğer bebek çok kısa süre emzirilirse son sütü  hiçbir şekilde alamaz mı? Eğer bu çok sık olursa, bebeğin kilo alımı sıkıntıya girer mi? Bazen sağlık çalışanları annelere emzirirken saate bakmalarını, bebeğin son sütü  almasını sağlamak için belirli bir dakika –önerilen bu süre değişkendir- memede tutmaları gerektiğini söyler. Önsüt ve son süt hakkında gerçekten ne bilmemiz gerekiyor? Ve endişe etmemiz için bir sebep var mı?


Ön  süt ve son süt hakkındaki gerçek. Araştırmalar göstermiştir ki bu kavram kulağa geldiği kadar kolay değil. Yağların memedeki süt kanallarına yapışık olduğu ve emzirme süresince bu yağın süt kanallarından ayrılması sonucu sütteki yağ oranının arttığı doğrudur. Fakat bu dinamik gerçekte her zaman göründüğü kolay olmuyor.
  • "İki çeşit süt" yoktur. Yanlış olan bu genel kanıya rağmen ön sütün  son süte dönüştüğü sihirli bir an yoktur. Bebek emerken, meme boşaldıkça sütün giderek daha yağlı hale gelmesiyle sütün  yağ içeriği kademeli olarak artacaktır.
  • Bebeğin aldığı günlük süt  miktarı (son süt değil toplam miktar) bebeğin kilo alımında belirleyici unsurdur. İster bebekler sık ve kısa sürelerle emzirilsin ister emzirme araları saatleri bulsun ve emzirme süresi uzun olsun, günlük yağ alımı aslında çok değişmez.
  • Ön sütün yağ oranı her zaman düşük değildir. Bunun sebebi ön sütün yağ oranının emzirme düzenine bağlı olarak oldukça  fazla değişiklik göstermesidir. Eğer bebek son emzirmeden çok kısa bir süre sonra  tekrar emzirilirse, önsütteki  yağ oranı diğer beslenmelerdeki  son sütün  yağ oranından fazla olabilir.
Peki bu nasıl oluyor? Enteresandır ki bu kavramlar iki emzirme arasının iki-üç saat ya da daha fazla olduğu uzun süreler için bir anlam ifade etmeye başlar. Emzirme araları ne kadar açılırsa ve annenin memesi ne kadar çok dolarsa, ön  süt ve son süt arasındaki yağ oranı farkı o kadar fazla olacaktır. Yağ içeriğindeki bu farklılıklar gün içerisinde ve hatta anneler arasında  bile çok büyük değişiklikler gösterir. Örneğin, gece uzun bir emzirme arasından sonraki ilk emzirmede on sütteki yağ oranı bebeğin sık emdiği akşam vakitlerindeki orandan daha düşük olacaktır.

Gerçekten önemli olan ne? Araştırmalar gösteriyor ki ön süt ve son süt hakkında kaygılanmaya da bebeği daha uzun emzirmek için çalışmaya hiçbir sebep yoktur. Bebek etkin bir biçimde emdiği sürece ve anne emzirme sürelerini kısa tutmaya çalışmadığı sürece, emzirme düzeninden bağımsız olarak her bebek gün içinde aynı oranda yağı alacaktır(Kent, 2007). Bunun sebebi, sık emen bebeğin daha az sıklıkla emen bebeğe göre daha yağlı önsüt almasıdır. Yani günün sonunda herşey birbirini eşitler.


Bebeğin kilo alımında ve gelişiminde en önemli şey bebeğin her 24 saatte aldığı süt miktarıdır. Ortalama olarak bebekler bir günde 750 ml süt  tüketirler. (Kent et al., 2006) Gelişim açısından bebeğin her saat başı 30 ml alması ya da 3 saatte bir 95 ml alması günün sonunda yeterli süt aldığı sürece sorun değildir. (Mohrbacher, 2010). Aslında, araştırmalar göstermiştir ki bebekler ister gelenekçi kültürlerde görüldüğü gibi sık emsin ister Batı’da görülen uzun süren emzirme araları ile emzirilsin, her gün aynı oranda süt ve aynı oranda yağ alırlar (Hartmann, 2007). Gelin emzirmeyi yardım ettiğimiz anneler için basitleştirelim ve ilk ve son kez bu ön süt/son süt konusunu endişe edilen konular listesinden çıkaralım.


Kaynak:
Hartmann, P.E. (2007). Mammary gland: Past, present, and future. in eds. Hale, T.W. & Hartmann, P.E. Hale & Hartmann's Textbook of Human Lactation. Amarillo, TX: Hale Publishing, pp. 3-16.
Kent, J. C. (2007). How breastfeeding works. Journal of Midwifery & Women's Health, 52(6), 564-570.
Kent, J. C., Mitoulas, L. R., Cregan, M. D., Ramsay, D. T., Doherty, D. A., & Hartmann, P. E. (2006). Volume and frequency of breastfeedings and fat content of breast milk throughout the day. Pediatrics, 117(3), e387-395.
Mohrbacher, N. Breastfeeding Answers Made Simple: A Guide for Helping Mothers. Amarillo, TX: Hale Publishing, 2010.
Mohrbacher, N. and Stock, J. The Breastfeeding Answer Book, 3rd edition. Schaumburg, IL: La Leche League International, 2003.

La Leche League Türkiye
La Leche League Türkiye

La Leche League, emzirmek isteyen kadınlara, destek, teşvik, bilgi ve eğitim vermeye kendini adamış, kâr amacı gütmeyen, her hangi bir mezheple bağlantısı olmayan uluslararası bir örgüttür.